Galaktik Altdünyanın Beşinci Gündüzü ve ortanoktasının kutlamaları, 19-22 Mayıs 2007

 

Galaktik Altdünyanın Beşinci Gündüzü 23-24 Kasım 2006’da başladı ve pek çok insan o sıralar gerçekleşen enerji değişiminden kesinlikle etkilendi. Dünya politikaları açısından değişim yeni Gündüz başlamadan bir uinal (20 gün) önce ABD seçimleri ile hissedilmeye başlandı. Bu değişimle beraber Dördüncü Gündüzde yazdığım bir makalemde tahmin ettiğim gibi bir idrak ediş gerçekleşti. Galaktik Altdünya süresince savaşların kazanılamayacağının idrak edilmesi. Bu hernekadar savaşların başlatılmaması gerektiğinin idrakine götürmesede, insanoğlunun algısında çok önemli bir değişimin gerçekleştiğini göstermektedir. 5000 yıldır hükümetler ve yöneticiler savaşların kazanılabileceği ve hakimiyetin kurulabileceği fikri üzerinden hareket etmektedir. Galaktik Altdünya bu eski dengesizliği dengelemeye yöneldiğinden şu an yaşadığımız zaman seçilmiş olanın yönetimi demek olan demokrasiden daha çok anarşiyi (“kuralsızlık, yönetimsizlik”) kayırmaktadır. Hükümetler farkedecek ki savaşları başlatmak anarşinin çıkması riskini yani kendi hakimiyetlerinin sonunu getirme riskini taşımaktadır.

Beşinci Gündüz’ün başladığı değişim zamanında Amerikan Dolarının zayıflığı gözönündeydi, her ne kadar benim tahmin ettiğim düşüş gerçekleşmesede. Doların kaderi sonuçta Çin milli bankasının ellerindendir. Çin kendi malvarlığının değerini düşürmemek veya ihracat gelirlerinin düşüşüne yolaçmamak için doların suni değerini tutmaya bir süre daha devam edecektir. Bunlar dış dünyada Beşinci Gündüzün getirdiği değişim işaretlerinden bazılarıdır ve bu Gündüz sürdükçe derinleşeceklerdir, fakat bunlar neden olmaktadır? Beşinci Gündüz başladığından beri Latin Amerika’dan Orta Doğu’ya, Batı hakimiyetinin sona erişinin net ifadesi olmayan bir gün nerdeyse hiç geçmedi. Batı hakimiyetinin sona ereceği tahminini Maya takvimine dayanarak yaptığım zamanlarda bu tahmin görünen gerçeklikten çok uzaktı ve Amerika tamamen güçlü gözüküyordu. Bu noktada cevap şudur; bu Gündüzün gelmekte olan Işığı, ekonomik ve politik gerçekliği yaratan insanoğlu bilincini son derece tahmin edilebilir bir şekilde etkilemektedir. Dışsal değişimler gerçekleşiyor çünkü biz kendimiz değişiyoruz. Çağların değişimi insanoğlunun algısının dışında değildir. Biz değişimi barındırıyoruz ve değişim öncelikle insanoğlu ile onun dışsal dünyası arasındaki ilişkide gerçekleşiyor. Bu bilincin tezahürünün önündeki bir filtrenin ortadan kalkması ile gerçekleşiyor.

Fakat yine zihindeki bu ilk değişimden sonra Beşinci Gündüz süresince bu değişimlerin tersi yönünde bir süreç geçti. Absürd bir şekilde Amerikan Hükümeti Irak’taki askerlerini arttırma kararı aldı, ve Beşinci Gündüzün hemen başındaki dolar düşüşü o kadarda dramatik olmadı ve aslında tersine döndü. Aslında çoğu insanın içsel bir düzlemde deneyimlediği (Galaktik Altdünya öncelikle içsel değişim ile ilgilidir) değişimlerin görünüşe göre yolunda gitmediğini söylemektedir bunlar. Bu durumda doğal olarak akla gelen bir paralel Gezegensel Altdünyada Beşinci Gündüzün (1913-1932) başlangıcıdır. Bu dönem daha öncede ifade ettiğim gibi hayatın her alanında devasa değişimlerle başlamış bir dönemdir. Bu aynı zamanda bazı dini ve spiritüel gruplarcada Mesih çağının başlangıcı olarak algılanmıştır (teozoficiler, antropozofistler ve Yehova şahitleri) ve büyük barış toplantıları yapılmıştır.

Fakat bildiğimiz üzere Gezegensel Altdünyanın ilk yılından sonra (1914) bu başlangıç Birinci Dünya Savaşının başlaması ile tersine dönmüş ve en azından savaşın sonuna kadar (1918) eski otokratik yönetim mentalitesi devam etmiştir. Yeni dünya demokrasisini, kadın özgürlüğünü.. vs getiren asıl atılım 1920’lerde gelmiştir, yani Gezegensel Altdünyanın Beşinci Gündüzün orta noktasından sonra. Dilerseniz ayın şekilde Ulusal Altdünyanın Beşinci Gündüzünde (40-434) Hristiyanlığın atılımına bakabilirsiniz. Yeni din Hz. İsa’nın öğretileriyle başladığında bu Gündüz henüz başlamak üzereydi, fakat onun kitlesel bir fenomen olması ancak Beşinci Gündüzün ortanoktası civarında gerçekleşmişti. Bu ortanoktadan önce pek çok engelleme ile savaşmak zorunda kalmıştı. Hissediyorum ki bunlar şu anda Galaktik Altdünyanın ilkyarısında olmakta olanlarla paraleldir. Geçtiğimiz Kasım ayında yeni bir mentalitenin tohumu atıldıysa da bu kendi önündeki pek çok direnç ile mücadele etmek zorundadır, hakimiyet zihniyeti gücünü kaybedene kadar.

Beşinci Gündüzün ortanoktası sırasında yapılacak (19-22 Mayıs 2007) küresel barış meditasyonlarının neredeyse kendiliğinden bir şekide gerçekleşmesi bir tesadüf değildir (açıkcası Joseph Giove’in inanılmaz çabaları yüzünden çokta kendiliğinden olmadıklarını söyleyebiliriz). Bir bakıma 22 Mayısın Atılım Kutlamasının tepe noktası olduğunu söyleyebilirsiniz, ama başka bir bakımdan bu atılımın sadece başlangıcıdır. Küresel Dikşa hareketi, TM, dünya Maya takvimi hareketi ve Budapeşte Klubü bu süreçte yapılacak küresel barış meditasyonlarına hazırlanmaktadır. Küresel Bilinç Projesi bunun sonuçlarını ölçecektir. Yapılan planlar arasında Kudüs’ün Eski Şehrinde toplanmak ve dünyanın her dilinde "inançlar arası" barış şarkıları söylemektir.

"Neden bu küresel meditasyonlarına katılmalı?" diye sorabilir birisi. Benim basit cevabım şu olurdu: "Barış ve huzur yaratmanın güzelliği için." Farklı organizasyonların aktivitelerini koordine ederek ortak bir niyet göstermesi ve herşeyi aynı kalıp içine sokmaya çalışmaması barışın ve huzurun güzel bir ifadesidir. Gelecekte gelecek bir barış ve huzur için çalışmak değil, onu şimdiki anda deneyimlemek. Hissediyorum ki, spiritüel ifadenin zenginliği içinde niyet birliği yaratmak için çalışmalıyız. Bu yönde tüm organizasyonların barış niyetini paylaşmasına ve kendi yollarınca katılımda bulunurken sunacakları hizmetleri de özgürce paylaşabilmeleri için çalışmalıyız.

Eğer Beşinci Gündüzün sunduğu, dengeye getiren atılım enejilerinden faydalanmak istiyorsak, orta noktada yapılacak bu kendiliğinden barış meditasyonları için katılımın büyümesini sağlamalıyız. Aynı niyeti taşıyan diğer hareketlerin, organizasyonların ve kişilerin katılımını sağlamalıyız. Küresel organizasyonlardaki kontaklarımıza ulaşıp şu anda dünya barışı için duyulan arzunun bütünsel bir ifadesine olanak tanımalıyız. Atılım Kutlaması başlangıcından beri büyümektedir, özellikle Arthur Collins ve Andi ve Jag’e çok teşekkürler. Fakat bu katılımlar genelde bireysel boyutta oldu. Ortanokta için spiritüel organizasyonları dahil etmek üzerine çalışalım ve onların kendi diledikleri şekilde katılabileceklerini belirtelim. Barışı ve huzur beraberce deneyimleyelim.

Carl Johan Calleman
cjcalleman@swipnet.se